14 Ekim 2010 Perşembe

Minik bebeğim büyüdü, kocaman delikanlı oldu :)

aradan o kadar çok zaman geçmiş ki oğlum şu anda 3 yaşını doldurmak üzere, aslında bloğa niye ara verdiğimi de bilmiyorum hala evdeyim ve çalışmıyorum ama zamanımın çoğunu bebeğim alıyor...

belki tekrar devam edebilirim bloğa bunu çok isterim ama bakalım zamanım elverdikçe...

8 Kasım 2008 Cumartesi

ARTIK BÜYÜDÜM, SÜTÜMÜ BEN İÇİYORUM...

Sen artık büyüüdün ve sütünü kendin içmeye başladın canım oğlum..
Akşam sütünü ilk kez sen biberonu tutarak içtin, sanırım artık büyüyorsun..
Hala iyileşemedin, salya-sümük devam burnun akıyor..
Üstten 2 dişin çıkma çabasında yerleri belli ama henüz patlamadılar, çok az kaldı bi iki güne gelirler ama canın çok yanıyor kuzum ve senin yandıkça benim daha çok yanıyor..


Annen seni çok seviyor...

4 Kasım 2008 Salı

EREN MERT HOŞGELDİN...

Bulut' tan sonra Eren Mert' te adamıza bizi ziyarete geldi. 2 günlüğüne geldiler ama çok güzel vakit geçirdik. Bunu saymadık zaten bi dahakine daha uzun bekleriz..

Selin Teyzende(forum teyzen) Taner amcanda çok sıcak ve güler yüzlü insanlar, çok sıcak bi ortam vardı sanki yıllardır görüşüyoruz gibi..

Onları çok sevdik, yine bekleriz..

Eren Mert' le sallandınız ama sen alışkın olduğun için ondan daha çok zevk aldın. Selin Teyzende onu artık daha sık parka götürecekmiş :)


Akşam yemeğinde oyuncaklar yüzünden nerdeyse kavga çıkacaktı :)



Babalar ve oğullar.. Sen keşif yapıyorsun :)

Kasım Doruk ve Eren Mert, kavga etmeden önce. Sen Eren Mert' in saçlarını yoldun, hiç böyle huyların yoktu..

Anneler ve oğulları ama tabii yer değiştirmiş durumda..

Eren Mert her gittiği yerde mama sandalyesini deniyor, seninkini de denedi, baya rahattı sanırım çünkü sızıp kaldı :))

ŞİŞELER YÜZÜNDEN KAVGA ÇIKTI, SEN KOVALADIN EREN MERT KAÇTI :))

EN SONUNDA ALMAYI BAŞARDIN VE EREN MERT' İ AĞLATTIN, SEN ÇOK FENA BİR VELET OLDUN YA :))

Son olarakta uçak alanına gitmeden hızlandırılmış bi Lefkoşa turu yaptık..

Güle güle yine bekleriz..

29 Ekim 2008 Çarşamba

11. AYIMIZ...

Bebeğiniz artık rahatlıkla ayakta durabilir ve bunu yaparken her türlü yardımı reddeder. Ayrıca, ayakta iken yavaş yavaş eğilip, düşmeden oturma pozisyonuna geçebilir. Bunu yaparken arada durur ve eğilip iki bacağının arasından bakar. Etrafını farklı açılardan görmek onu heyecanlandırır.

Bebekler ortalama olarak 11 aylıkken, sehpa kenarına tutunarak yürüyebilirler. Ancak bu her bebekte değişen bir durumdur ve sizin bebeğiniz de bunu daha erken ya da daha geç becerebilir. Sehpa kenarında çok rahat yürümeye başladıktan sonra yavaş yavaş ellerini bırakacaktır veya tutunmayı aniden unutacaktır. Tek ayağının üzerinde ve parmak ucunda yürümeyi deneyecektir. Tüm desteğini tek eline vererek eğilip yerden bir oyuncak almaya çalışabilir.

Bebeğiniz ayağa kalkıp, tutunarak da olsa yürümeye başladığında ayakkabı giymeye hazır demektir. Ancak ayak kaslarının güçlenmesi için ev içinde mümkün olduğunca çorapla gezdirmeye devam edin. Bebek çok iyi yürümeye başlayana dek ayakkabılar yumuşak ve elastik olmalıdır. Birçok anne, bebeğinin kalın ve sert tabanlı ayakkabı giymesi gerektiğini düşünür, ancak bu yanlış bir kanıdır. Sert ayakkabılar ayağının burkulmasına neden olabilir.

Merdivenler hemen hemen tüm çocukların ilgisini çeker. Çoğu bebek yukarı çok rahat çıkar ve merdiven başına vardığında nasıl ineceğini bilemediğinden korkarak ağlamaya başlar. En az bir sonraki aya kadar merdiven inmeyi beceremeyecektir. Bebeğiniz merdiven çıkmayı öğrendiğinde sürekli olarak gözetiminiz altında olmalıdır.

Bebeğiniz, tüm bunları denerken birçok kez düşecektir. Eğer bu düşmelere çok büyük tepkiler göstermezseniz, bebeğiniz de -çok canı acımadığı sürece- tepki vermez. Eğer bir düşme sonrasında bebeğiniz ağlayacak gibiyse ona sarılın ve sanki çok komik bir hareket yapmış gibi gülün, onu da güldürmeye çalışın. Sadece sizi güldürmek için tekrar düşmeye çalışmayacağından emin olmalısınız.
Bebeğinizin uyku düzeni de bu ay değişebilir. Uykuları gün içinde kısalıp, geceleri uzayabilir. Ya da gün içinde iki uykuyu birleştirip bir kez, ancak uzun süreli uykuya yatabilir. Bu gibi durumlarda bebek tüm öğleden sonra uykusuz kalacağından akşam yemeğine doğru huysuzlaşabilir. Bu yüzden belki de en iyi yol, öğle yemeğini erken verip, hemen yemek sonrasında uyumasını sağlamak, yani tek uykuyu mümkün olduğunca geçe almaktır.

Bebek geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorsa, banyosunu gece yaptırmayı deneyin. Ilık bir banyo, onun tüm gece boyunca uyumasına yardımcı olacaktır. Eğer henüz başlamadıysanız, her gün yıkamaya başlamak için iyi bir dönemdesiniz; çünkü bebek hem gün içinde yerlerde dolaşmaktan, hem de kendi kendine yemek yemeye çalışmaktan kirlenir.

Onbirinci ayda bebek fiziksel gelişiminin yanı sıra diğer birçok alanda da gelişim gösterir. Örneğin, mutfaktan gelen ses ve kokulardan, akşam yemeğinin hazırlanmakta olduğunu anlar. Bunu önceden anlayarak, fazla "sabır" gösteremese de, herhangi bir şey için bekleyebilmeyi öğrenir.
Bazı zamanlar bebeğinizin ona söylediğiniz şeyleri duymadığını düşünmek sizi endişelendirebilir. Aslında bebeğiniz, böyle zamanlarda yaptığı işle o kadar meşguldur ki size cevap vermek istemez. Ancak duyma ile ilgili endişeleriniz büyüyorsa çocuk doktorunuza danışmalısınız.

Birinci senesinde çok az bebek kelime söyleyebilir ve bilinenin aksine konuşma bir zeka belirtisi değildir. Birçok bebek pasif kelime hazinesine sahiptir; yani söyleyemese bile yaklaşık on nesnenin anlamını bilir ve -istediğinde- basit talimatlara uyabilir. Şimdiye kadar yapmadıysanız, talimatlarınıza "lütfen" ve "teşekkür ederim"i eklemek için en uygun zamandır. Bebeğiniz konuşmaya başladığında, bu kelimeler doğrudan konuşmasına yansıyacaktır.

Bebeğinizin konuşmasındaki kusurların bebeğinizin dil gelişimini bozacağını düşünmeniz yersiz bir endişe kaynağıdır. "Bebek tarzı konuşma" hemen her dilde mevcuttur ve normal şartlarda dil gelişimini etkilemez.

Bebek artık çok düzgün olarak nesneleri kavrar ve parmaklarını daha iyi kullanabilir. Başparmak ve işaret parmağı ile nesneleri daha kolay tutar; örneğin bir muz parçasını ustalıkla tabaktan alabilir.
Keşfetmeye yönelik davranışları onu oyuncak ve diğer nesneleri sınıflandırmaya yönlendirir. Bebek sürekli olarak şekil ve ebatları inceler; örneğin plastik bir kap ile cam bardağın arasındaki farkı anlamaya çalışır. Küçük bir kabın büyüğün içine gireceğini, ama tam tersinin olamayacağını bilir.
Bebeğinize kitap okumak ve resimler göstermek bebeğin etrafındaki nesneleri daha iyi tanımasını sağlar. Ancak ona bu dönemde harf veya kelime öğretmeye çalışmayın. Bunun yerine kitaba bakmayı sevimli bir oyun haline dönüştürün.

Bu dönemde bebek "oyuncak nerede?" oyununu oynamaya bayılır.
Saklanan oyuncağı daha ustalıkla arayabilir. Eğer oyuncak daha önce saklanan yerde değilse bile mutlaka başka bir yerde gizlenmiş olduğunu bilir. Aramaya devam eder ve sizin de ufak tefek yardımınızla bu büyük sır çözülür!

Anne ve babanın bebekle ilişkileri farklıdır, ancak her ikisi de çok değerlidir. Farklı görünüşler, farklı fikirler ve farklı iletişim bebeğin insanları ve çevresini daha rahat anlamasını sağlar. Eğer bebeğinizi tek başına büyütüyorsanız, karşı cinsten insanlarla iletişim kurmasına olanak tanımalısınız. Eğer bu insanlar ara sıra da olsa, bebeğinizle bire bir iletişim kurarlarsa, bu size de biraz dinlenme imkanı verir.

Bebeğiniz hala daha sizin desteğinize ihtiyaç duyar. Size her sarıldığında veya ilgi beklediğinde karşılık göreceğinden emin olmalıdır.

Onu şımarttığınızı söyleyen yakınlarınıza kulak asmamalısınız.

11.AY DÖNÜM NOKTALARI
SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL
• Saklanma-bulma veya top atma gibi oyunlardan çok hoşlanır.
• Her zaman katılımcı olmayabilir.
• Sürekli onaylanmayı bekler.

• Destekle ayakta dururken öne doğru eğilebilir.
• Ayakta dururken düşmeden oturabilir.
• Parmak ucunda durabilir.
• Çömelir ve eğilir.
• Kutu kapağını kaldırır.
• Kitap sayfalarını, birer birer olmasa bile çevirebilir.
• Nesneleri bilinçli olarak yerlerine koyabilir.
• Ufak nesneleri tutup kaldırabilir.
• Kaşığı ağzına götürebilir.
• Ayakkabı ve çorabını çıkartabilir.
• Amacına ulaşabilmek için araçlar kullanmayı dener; örneğin ufak bir iskemleyi
yürüteç gibi kullanmayı deneyebilir.
• Bazı nesnelerin sembolü olan kelimeleri hatırlar ("uçak" dendiğinde gökyüzünü işaret edebilir).
• Söyledikleri hala anlaşılamaz; ancak birkaç anlamlı ses çıkarabilir.
• Ritmik sesleri ve yüz ifadelerini çok rahat taklit eder.

17 Ekim 2008 Cuma

2 güne sığdırdıkların :))

15 Ekim akşamı 2. dişin patladı ve 1,5 dişin oldu :)) annesinin meleği 1,5 dişlim...


17 Ekim yani bugün akşam üzeri banyoda ellerini bıraktım ve sen desdeksiz, 3-4 saniye durdun, maşallah benim büyüyen oğlum artık kocaman oldun...


Annen seni çok seviyor..